Memleketimizde eğitimin, yüksek öğretimin son basamağı ile tamamlamanın ne kadar zor olduğunu herkes bilir veya tahmin eder.
Böyle bir eğitime kafa ve beden gücü elverişli olduğu halde, maddi varlıktan yoksun olmaları nedeni ile birçok genç, eğitimin aşağı basamaklarından öteye geçemiyor.
Bu çocuklar ve gençler içinde, kendileri, aileleri, memleketimiz, belki de dünya için kaybedilmiş pek büyük değerler olmalıdır. Bu kayıpların, yaşama düzenimiz, ekonomimiz, tekniğimiz ve genel kültürümüz için nelere tekabül ettiğini hesaba katmak durumundayız, zira bütün bu alanlardaki değerlerimiz bir araya geldiği vakit, maalesef bizi iktisaden geri kalmış, gelişme yolunda gibi küçültücü sıfatlarla anılmaktan kurtarmıyor. Bunun yanında 1961 Anayasasının Devlete ve Millete yüklediği sosyal adalet, fırsat ve imkânda eşitlik gibi kutsal görevleri yerine getirdiğimizi iddia edebilmemiz için, ortaya çıkamayan kafa değerlerimize de en büyük ölçüde imkân hazırlamış olmamız lâzımdır.
Büyük çoğunluk
Orta öğretimin sonuna, kendi illeri, bazen de ilçeleri içinde, erişebilen gençlerin yüksek öğrenime devam edebilmeleri ancak birkaç büyük şehirde mümkün olabilmektedir.
Bu şehirlere gelmek, oralarda barınıp yerleşebilmek bir tarafa, imtihanlara katılmak için yapılacak yolculuk ve masraflar bile birçok alleyi düşündürmektedir. Acaba ilerisini emin görmedikleri böyle bir maceraya atılmayı göze alamayıp kaybolan değerler ne orandadır? Bunu bilemiyoruz, şunu biliyoruz ki, buna rağmen Üniversite ve yüksek okullarımıza başvuranların büyük çoğunluğu yine büyük şehir dışından gelmektedir. Örneğin İstanbul Teknik Üniversitesine başvuranların yalnız % 30 u İstanbul'dandır. Bu üniversitenin meşhur giriş sıralama imtihanlarını kazananların %65 i dışarıdan gelenlerdir. Acaba bu mutlu başarının sonucu ne olmakta, değerlerini isbat etmiş bulunan gençler hangi şartlarla öğrenimlerine devam edebilmektedir? Bunların aile durumları elverişli olan küçük azınlığının dışındakiler, nelere katlanmakta ve kendilerine ne derece yardım edilmektedir?
% 20 si karşılanıyor
İstanbulda yüksek öğretim gençliğinin ancak %20 sini barındıracak kadar yurt yatağı mevcuttur. Bunun dışındakilerden, birlikte tuttukları apartman katlarında oturanlar, mali durumu lyi olan ailelere mahsus istisnalardır. Uzak akraba ve yabancılar yanında, kapıcı odalarında kalan çoğunluk, sıhhi ihtiyaçlardan, oturup çalışma imkânlarından mahrumdur.
Yurtlara girmek de sıraya ve paraya bakar. Temin edilen burslar ise, yetersiz ve sayı itibarile azdır. İstanbul Teknik Üniversitesi örneğine devam edersek: Bu Üniversite burs ve kredi bakımından en ileri durumda olmasına rağmen durum şöyledir: Altı Fakültede okuyan 3416 öğrencinin 169 u Resmi Sektörden 64 ü Özel Sektörden burs almaktadır. Üniversiyete bağlı Teknik Okulun 1225 öğrencisinden 30 u Resmi, 4'ü Özel bursludur. Yüksek Öğretim Kredi Yurtlar Kurumundan kredi alan öğrencilerin sayısı ise Fakülteler için 482, Teknik Okulu için 162 dir. Şu hale göre burs ve kredi toplamı bütün öğrencilerin yüzde 19 oranındadır.
Yapılan bir anket, öğrencilerin % 50 sinin yatacak yer ihtiyacında, % 80 inin ise, okuma, yemek yeme ve boş vakitleri değerlendirme ihtiyacında olduğunu göstermiştir. Şu halde, en iyi durumda olduklarını tahmin ettiğimiz Teknik Üniversite öğrencilerinin %30 u yatacak ve 60 i gündüzleri kullanacak yerden mahrumdur. Çoğunluğun barındığı yerler ders çalışmağa elverişli değildir. Bu durum öğrencilerin başarısızlığına sebep olduğu gibi, İstanbul şehrinin arzettiği imkânları gözlerile gören gençlerin kötümser düşüncelere dalmalarını, sosyal düzende başka çareler aramayı teşvik etmektedir. Her şeye rağmen, aşırı uçların getireceği müsibetleri idrak eden pozitif kafalı gençlerimizin milli değerleri korumakta ve her türlü gericl ve hürriyet kısıcı cereyana karşı koymakta, gösterdikleri olgunluk ve hassasiyet, bu ortamda düşünülürse, daha da değerlenmiş olur. Öğrencinin bugünkü yaşayış tarzı, hocalarını onları aydınlatmasına da müsait değildir. Hocalarile yalnız ders saatlerinde karşılaşan, boş vakitlerinde beraber bulunmayan öğrenciler, dağınık şekilde akşamları ve bütün boş vakitlerinde kendi dertlerile baş başa kalmaktadır. İstanbul Teknik Üniversitesinin, yurtlar, okuma, yemek, boş vakit değerlendirme, spor tesislerile ve akademik binalarla birlikte bir kampus halinde yerleşip inkişaf etme çabaları, kendi akademik zorlamaları yanında, bu büyük sosyal sorunu da çözümlemek içindir.
TÜRK EĞİTİM TESİSİ (VAKFI) nın kurulmasını Üniversitelerin büyük sevinçle tasvip etmeleri ve faaliyetlerini desteklemeleri, yukarıki açıklamalar karşısında, tabii görülmelidir.
Uyanık iş adamlarının önayak olarak uzunca bir hazırlık devresinden sonra kurdukları TESİS, 13.7.1967 tarih, 903 sayılı kanunla VAKIF adını almış ve çalışmaları bu kanunla büyük ölçüde kolaylaşmıştır. Vakfa yapılacak bağışlara vergiden düşme ve diğer mali kolaylıklar sağlayan kanunun faaliyetleri genişletip hızlandıracağı muhakkaktır.
Gayesi
Türk Eğtim Vakfı, hukuki kuruluşunu tamamlamış bulunuyor. Vakıf, mali yetersizlik yüzünden öğrenimlerini tamamlayamayan memleket çocuklarına, büyük şehirlere gelip yerleşme ve okuma imkânları sağlayacak, bunun için büyük sayıda burs temin edecektir. Burs alacakların seçimi, bunların öğrenimlerinin izlenmesi gibi konular, burs vermek, genç okutmak isteyen müesseselere ve şahıslara kolay gelmeyen külfetlerdir. Vakıf bütün bu külfetleri yüklenecektir. Vakıf'ın umumi masrafları başka kaynaklardan karşılanacağı için, burs bağışları % 100 öğrencilere intikal edecektir. Burs verenler, okuma alanını kendileri tercih edebilecektir. Belli sayıda burs verilmesine yetmiyecek kadar küçük olan bağışlar da toplanıp değerlendirilecek, bu suretle imkânı az hayırseverlerin de arzuları karşılanmış olacaktır. Şimdilik yüksek öğrenim, teknik ve ekonomik bilim alanlarile başlayan burslar diğer alanlara ve aşağı seviye öğretime de yayılacaktır.
Vakıf, ileride yurtlar ve diğer sosyal öğrenci tesisleri kuracak veya kuruluşlara katılabilecektir. Bu hizmetlerile, Devletin yükünü belli ölçüde hafifletecek olan Türk Eğitim Vakfı, varlıklı kişilerin, üzerlerine düşen sosyal hizmetlere sahip çıkmalarının da iyi bir örneği olacaktır.
Sonuç
Sonuç olarak: yüksek öğrenim gençliğinin sosyal durumlarını düzeltmeğe, onların başarılarını artırmağa, istidatlı fakat varlıksız gençlerin de, memleketin çok muhtaç olduğu, yetişmiş işgücü hazinesine katılmalarına yardım edecek olan Türk Eğitim Vakfını desteklemek ve çalışmalarını kolaylaştırmak, sanayi ve ticaret mensupları gibi, öğretim ve eğitimle meşgul aydınlar için de tabii bir görev sayılmalıdır.
---
Türk Eğitim Tesisi, Kuruluş, 9 Ocak 1967, Cumhuriyet Gazetesi
Türk Eğitim Vakfı, Kuruluş, 6 Ekim 1967, Cumhuriyet Gazetesi